1.2.1. Adayın İşe Uygunluğunun Önemi
Bir işletmeye personel alınacağı
zaman, ister beyaz yakalı, istersen mavi yakalı olsun, ilk hedef işle aday
arasındaki uygunluğu aramaktır. Yetenekleri işe uygun olmayan personel hem
işle, hem de kendi sağlığıyla ilgili sorunlar yaratacaktır. Bu sorunlar
işletmelere oldukça pahalıya mal olabilmektedir. İşe uygun olmayan personelin
işe alımıyla karşılaşılabilecek sorunlar Tablo 1’de, işe uygun personelin işe
alımıyla kişinin işletmeye ve kendine olan katkıları ise tablo 2’de
görülebilir.
Tablo: 1
İşe Uygun Olmayan Personelle Karşılaşılabilecek Sorunlar
Ø
Kaliteyi yakalaması mümkün olmaz.
Ø
Zorlandıkça olumsuzluklar üretir, zamanla
etrafında negatif bir çevre oluşturur.
Ø
İstenilen hıza ulaşılamaz, hedefi yakalayamaz.
Ø
Toplam kalite çalışmalarına ayak uyduramaz.
Ø
Eğitim süresi uzar, istenen düzeye ulaşması çoğu
zaman mümkün olmaz.
Ø
Tüm enerjisini olumsuzluklarla mücadeleye
yitirdiğinden kendisini geliştirmek için enerjisi kalmaz.
Ø
Belli düzeye gelmek için daha uzun zaman ve
deneyime ihtiyaç duyar.
Ø
Her şeyi eleştirir.
Ø
İşi yaparken zorlanır, bu durum işten soğuma,
iş tatminsizliği ve yabancılaşmaya neden olur.
Ø
İnsanın içinde yaşadığı topluma katılımını ve
sadakatını engeller.
Ø
Asık suratlı ve tebssüm etmekte zorlanan bir
görüntü sergiler.
Ø
Daha çok stres yaşar.
Ø
Kendisini güçsüz, kayıtsız, anlamsız ve yalnız
hisseder.
Ø
Yaratıcı olamaz. Böylece kendisinin ve
şirketinin gelişmesine katkıda bulunamaz.
Ø
Yaptığı işi ya gözünde büyütür ya da küçümser.
Ø
Daha çok iş kazasına neden olur.
Ø
Şirket kültürünü benimseyemez.
Ø
Ekstra bir işi angarya olarak görür.
Ø
Motivasyonu düşüktür.
Ø
Dışarıdan motive edilmeyi bekler.
|
Tablo: 2
Uygun Personelin Kendine ve İşletmeye Getireceği Katkılar
Ø
Daha verimlidir.
Ø
İşe ve çevreye kolay uyum sağlar.
Ø
İş yapmaya her zaman gönüllüdür.
Ø
İşiyle gurur duyar.
Ø
Her şeye pozitif bakar.
Ø
Enerjisini kendini geliştirmeye yöneltir.
Ø
Çalıştığı şirkete ait olmaktan gurur duyar.
Ø
İş yapmaktan zevk duyar.
Ø
Yaratıcı olur. Yaptığı işe katkıda bulunur.
Ø
Yaptığı işte daha hızlı yol alır.
Ø
İyi örnek teşkil eder.
Ø
Kolayca işi öğrenir, eğitime daha az ihtiyaç
duyar.
Ø
Katkısı doğru yatırıma dönüşür
Ø
Kaliteyi daha çabuk yakalar.
Ø
Mutluluğu görünümüne de yansır, gülümsemesi
hiç eksik olmaz.
Ø
Daha hızlı çalışabilir.
Ø
Şirket kültürünü benimser, ona layık olmaya
çalışır.
Ø
Daha az gözetime ihtiyaç duyar.
Ø
İşini geliştirmek üzere sürekli öneriler
getirir.
Ø
Yaptığı işten tatmin olur.
Ø
Kendi kendisini motive edebilir.
|
Personelin bir işletmeye
seçilerek alınmasının birçok açıdan önemi vardır. Bunlara kısaca bakalım:
- İnsan
sağlığındaki önemi: İnsan yeteneklerine uygun bir işi yaptığı
zaman zorlanmaz. Çünkü gerek fiziki
gerekse psikolojik zorlanma bireyin sağlığını bozar. Özellikle zorlanmanın getireceği stresin
yaşanması, insanın elliden fazla psikosomatik hastalıklardan biri ya da
bir kaçına yakalanmasına neden olur.
Örneğin kişi işinden memnun değilse, sabah kalkıp işe gelmek
istemez. Ayakları geri geri gider.
Böyle bir durumu yaşayan kişinin kimyasal yapısı değişir. Suratı asıktır. Her şeyi negatif
tarafından görür. Olayları ele
alışı çözüme yönelik değildir. Gözü
saattedir. Dikkati dağılır, bu
nedenle iş kazası yapabilir. Hata
yapması olasılığı artar, hayal kırıklığı yaşayabilir.
- İletişimdeki
önemi: İnsanın yetenekleri yaptığı işe uygun değilse, zorlanması
durumunda enerjisini uyum için harcar.
Başarmak için hırs geliştirir. İnsanlarla olan ilişkileri
bozulur. Çünkü kıskançlık ve üstün
olma duygusunun baskın geldiği bir duygu içinde çatışma ortamı
yaratılır. Başkalarının
başarılarını kıskanır. Gerek yatay
gerekse dikey ilişkileri gerginleştirir.
Yetenekleri işine uygun olan insan paylaşmaya yatkındır. Ben yerine biz olmaya eğilimlidir. İlişkilerinde doğal bir sıcaklığı
muhafaza edebilir.
- Dünyaya
bakış açısındaki önemi:
Yetenekleri işe uygun olmayan insan, işinde zorlandıkça depresyona
girer ve dış dünyayı karanlıklar içinde görür. Bu dünya yaşamak için kötülüklerle dolu
görünür. Negatif görüşünü çevresine
de yayar. Karamsardır. Başkalarının başarılarını küçükmser,
teşvik edici hiçbir girişimde bulunmaz.
- Verimdeki
önemi: İşin doğru yapılması
insanı verimli kılar. Çalışanların doğru işlere yöneltilmesi, yetenek ve
bilgilerine uygun işlerde istihdam edilmesi onun etkinliğini
arttırır. Her insan yaptığı işin
maddi karşılığı yanında takdir edilmek de ister. Kişinin işinde takdir edilmek üzere fark
edilmesi, işi yapma potansiyeli oranında işine katkıda bulunmasına
bağlıdır. Potansiyelinin tümünü
kullanma çabası insanın verimine yansır. Verimli olduğu oranda takdir
aldıkça işe aktaracağı enerjisi artar.
Çalışanların işe karşı iyi tutum geliştirmesi, iş tatmininin bir
göstergesi olup, sonunda verimlilik artışına neden olur.
- İnsanın
kendini geliştirmesindeki önemi:
Çağımızın küreselleşen dünyasında insanın yaptığı her işten memnun
olması, bunun için doyum verecek iş kollarının hazırlanması
gerekmektedir. Yeteneklerine uygun
bir işte çalışması insanın gelişmesine yardım eder. Bazı işkollarında iş son derece basit ve
monotondur. Buralarda çalışan
insanlar basit bir işi binlerce defa tekrar eder. Bu tip işleri gözleyen
psikologlar bu tip işlerde insan zekasının köreltildiğinin, yaratıcı
yeteneğinin engellendiğinin altını çizer.
Halbuki insan karmaşık bir varlıktır. Dışarıdan gözleyen insanın düşüncesiyle,
işi yapan aynı duyguları taşımayabilir.
Bu konuda yapılmış iki araştırma bireysel farklılığı göstermede iyi
bir örnek olacaktır.
Hugo Münsterberg (1913), Birinci
Dünya Savaşı sırasında faaliyet gösteren bir ampul fabrikasında araştırma
yapmaktadır. Savaş nedeniyle çalışan
kadınlar çoğunluktadır ve üretilmiş ampulleri kağıtlara sararak kutulara
yerleştirmektedirler. Münsterberg işi
gözler ve her bir kadının sabahtan akşama kadar binlerce defa eline bir kağıt
ve bir de ampul alarak, ampulü kağıt içine koyup sandığa yerleştirdiklerini
kaydeder. Bu devamlı tekrara dayanan
monoton işi yapanın çok mutsuz olacağını düşünerek sorar.:
“Bu işi böyle tekrar tekrar
yapmaktan bıkmıyor musunuz?”
Cevap çok şaşırtıcı olur:
“Benim işim çok renkli. Bazen kağıtların köşeleri kıvrık geliyor,
bazen ampüller istediğim yönde gelmiyor.
Bunun gibi devamlı yapacak bir sürü farklı işim var.”
1963’de Klein’in araştırmasındaki
cevaplar, daha şaşırtıcıdır. Bir diş
macunu fabrikasını gezerken, bir masanın iki tarafında oturan, elleri ince
parmak becerilerine yatkın birçok genç kızın, diş macunu tüplerinin kapakları
ve içlerine konacak mantar yığınları arasında oldukça monoton bir iş
yaptıklarını görürler. Kızlar bir
elleriyle tüp kapağını, diğer elleriyle de küçük mantarı alıp mantarı kapağın
içine yerleştirirler, bu basit işi gün boyunca binlerce defa yaparlar. Kendilerine böylesine tekrara dayanan monoton
işi yapmaktan bıkıp bıkmadıkları sorulur.
Birisi önlerindeki kapak ve mantar yığınlarını işaret ederek, işlerinin
çok renkli olduğunu, mantar yığınının devamlı içinden almak suretiyle yığının
için boşalttıklarını, bu şekilde gün boyunca kimin madenin (mantar yığını) en
geç yıkılacağı konusunda yarıştıklarını ve günün nasıl geçtiğini
anlamadıklarını söyler,
-“Dün çiçeğin sadece iki petalını
(taç yaprak) bitirebilmiştim. Bugün üç
petal bitirmeyi hedefliyorum” der.
Bu kız da kendisiyle yarış
halindedir.
Bu araştırmalardan açıkça
görülüyor ki, insanlar, bireysel farklılıkları nedeniyle mutlaka işin ve çevrenin
doğasına bağlı olarak bir engel yaşamayabilir.
Kişinin beklentileri, kişilik yapısı ve daha önceki deneyimleri bu
yöndeki duygularını etkiler. İnsan için,
işinin değerinin gerçek karşılığı olarak kabul ettiği ücreti aldıktan sonra,
duygu boyutunu besleyen içsel ödül daha önemli olmaktadır.
- Ülkenin
gelişmesindeki önemi:
İnsanların yeteneklerine uygun bir işte çalışabilme olanağını
bulması, çalışanın içinde yaşadığı toplum, bölge ya da ekonomik kalkınma
düzeyiyle yakından ilgilidir.
Kalkınmamış bir ülke ya da bölgede iş bulmak kolay olmazken, kişi
bulabildiği işe uygun olup olmadığına bakmadan talip olur; çünkü bu konuda
tercih yapma olanağı yoktur. Bu
konuda işletmelerin çok dikkatli olmaları ve işyerine uyumlu olacak
personelleri seçmeleri gerekmektedir.
Halbuki işe uygun personel önce kendine sonra işyerinin ve
ülkesinin gelişmesine katkıda bulunur.
- İş
yaşamını geliştirmedeki önemi:
Vasıfları ölçülerek, uygun işte çalışan kişi kendini geliştirme
amacına ulaşır. İnsan yeteneklerine
uygun bir işi yapmadığı takdirde, psikolojik yönden içsel doyumu
bulamaz. Uygun olanı yapmasıyla
kişiliğini işin içinde algılayabilir ve geliştirmeye yönelik çalışır. Kişi, bu eseriyle iş tatmini sağlar ve
mutlu olur. İstenildiği gibi
gerçekleştirdiği somut olan ürün, insanda başarı duygusu yaratır ve somut
üretimde kendi katkısını görebilirse, pozitif geribildirim alarak içsel
ödül merkezi tetiklenir ve kişi işini, dolayısıyla ait olduğu işletmeyi
geliştirme yolunda daha çok katkıda bulunur.
İş yaşamında
gerek işe alınırken seçilmiş olma, gerek ortaya koyduğu ürüne yöneltilen takdir
ve gerekse performans değerlendirme uygulamalarından alınan geribildirimlerle,
birey hem iş doyumunu yaşar ve hem de yaratıcı katkısını işe yansıtır.
·
Çevreyle
ilişkilerdeki önemi: Western
Elektrik şirketinin Hawthorne Fabrikası’nda ışıklandırma, ısıtma, dinlenme
zamanları gibi fiziksel faktörlerin verimlilik üzerindeki olumlu etkilerini
gösterebilmek amacıyla 1924’de başlatılan çalışmalar beklenen yönde
sonuçlanmamıştır. İyileştirmelere rağmen
verimlilik artış göstermediği gibi, iyileştirme yapılmadığı durumlarda bile
verimlilikte artış gözlenmiştir. Bunun
üzerine dikkatler sosyal faktörlere yöneltilerek verimlilik artışının
motivasyon, tatmin, işçiler arasındaki ilişkiler gibi etmenlere bağlı olduğu
hipotezi ortaya konmuştur. Çalışma
sonuçları sosyal sistemin çalışanlar üzerindeki etkisinin, fiziksel koşullardan
daha önemli olduğunu göstermiştir. (Koçel, 1995). Howthorne çalışmalarından bu yana, fiziksel
koşulların düzeltilmesinin gerekli, fakat insanların iş tatmini sağlaması,
mutlu olması, yaratıcı gücünü kullanması için yeterli olmadığı
anlaşılmıştır. Ortamın fiziksel
özelliklerinin yanı sıra psikolojik ve sosyal nitelikleri de kişinin verimi
üzerinde etkilidir.
Çalışan, şirket tarafından
seçilmişliğin getirdiği gururu yaşaması durumunda diğer seçilmiş olanlarla
ilişkilerini geliştirmeye yönelir.
Pozitif bir tutum sergiler. Çalışma arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurar. Olumlu
etkileşim topyekün gelişmeyi sağlar.
Örgütsel amaçların benimsenmesi ve yaratıcı bir çaba gösterilerek
gerçekleştirilmesi için işgörenlerin birbirlerini teşvik etmeleri yaygınlaşır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder