2.24.2014

1.2.1. Adayın İşe Uygunluğunun Önemi

1.2.1. Adayın İşe Uygunluğunun Önemi

Bir işletmeye personel alınacağı zaman, ister beyaz yakalı, istersen mavi yakalı olsun, ilk hedef işle aday arasındaki uygunluğu aramaktır. Yetenekleri işe uygun olmayan personel hem işle, hem de kendi sağlığıyla ilgili sorunlar yaratacaktır. Bu sorunlar işletmelere oldukça pahalıya mal olabilmektedir. İşe uygun olmayan personelin işe alımıyla karşılaşılabilecek sorunlar Tablo 1’de, işe uygun personelin işe alımıyla kişinin işletmeye ve kendine olan katkıları ise tablo 2’de görülebilir.

Tablo: 1

İşe Uygun Olmayan Personelle Karşılaşılabilecek Sorunlar


Ø  Kaliteyi yakalaması mümkün olmaz.
Ø  Zorlandıkça olumsuzluklar üretir, zamanla etrafında negatif bir çevre oluşturur.
Ø  İstenilen hıza ulaşılamaz, hedefi yakalayamaz.
Ø  Toplam kalite çalışmalarına ayak uyduramaz.
Ø  Eğitim süresi uzar, istenen düzeye ulaşması çoğu zaman mümkün olmaz.
Ø  Tüm enerjisini olumsuzluklarla mücadeleye yitirdiğinden kendisini geliştirmek için enerjisi kalmaz.
Ø  Belli düzeye gelmek için daha uzun zaman ve deneyime ihtiyaç duyar.
Ø  Her şeyi eleştirir.
Ø  İşi yaparken zorlanır, bu durum işten soğuma, iş tatminsizliği ve yabancılaşmaya neden olur.
Ø  İnsanın içinde yaşadığı topluma katılımını ve sadakatını engeller.
Ø  Asık suratlı ve tebssüm etmekte zorlanan bir görüntü sergiler.
Ø  Daha çok stres yaşar.
Ø  Kendisini güçsüz, kayıtsız, anlamsız ve yalnız hisseder.
Ø  Yaratıcı olamaz. Böylece kendisinin ve şirketinin gelişmesine katkıda bulunamaz.
Ø  Yaptığı işi ya gözünde büyütür ya da küçümser.
Ø  Daha çok iş kazasına neden olur.
Ø  Şirket kültürünü benimseyemez.
Ø  Ekstra bir işi angarya olarak görür.
Ø  Motivasyonu düşüktür.
Ø  Dışarıdan motive edilmeyi bekler.



Tablo: 2

Uygun Personelin Kendine ve İşletmeye Getireceği Katkılar


Ø  Daha verimlidir.
Ø  İşe ve çevreye kolay uyum sağlar.
Ø  İş yapmaya her zaman gönüllüdür.
Ø  İşiyle gurur duyar.
Ø  Her şeye pozitif bakar.
Ø  Enerjisini kendini geliştirmeye yöneltir.
Ø  Çalıştığı şirkete ait olmaktan gurur duyar.
Ø  İş yapmaktan zevk duyar.
Ø  Yaratıcı olur. Yaptığı işe katkıda bulunur.
Ø  Yaptığı işte daha hızlı yol alır.
Ø  İyi örnek teşkil eder.
Ø  Kolayca işi öğrenir, eğitime daha az ihtiyaç duyar.
Ø  Katkısı doğru yatırıma dönüşür
Ø  Kaliteyi daha çabuk yakalar.
Ø  Mutluluğu görünümüne de yansır, gülümsemesi hiç eksik olmaz.
Ø  Daha hızlı çalışabilir.
Ø  Şirket kültürünü benimser, ona layık olmaya çalışır.
Ø  Daha az gözetime ihtiyaç duyar.
Ø  İşini geliştirmek üzere sürekli öneriler getirir.
Ø  Yaptığı işten tatmin olur.
Ø  Kendi kendisini motive edebilir.



Personelin bir işletmeye seçilerek alınmasının birçok açıdan önemi vardır. Bunlara kısaca bakalım:

  • İnsan sağlığındaki önemi: İnsan yeteneklerine uygun bir işi yaptığı zaman zorlanmaz.  Çünkü gerek fiziki gerekse psikolojik zorlanma bireyin sağlığını bozar.  Özellikle zorlanmanın getireceği stresin yaşanması, insanın elliden fazla psikosomatik hastalıklardan biri ya da bir kaçına yakalanmasına neden olur.  Örneğin kişi işinden memnun değilse, sabah kalkıp işe gelmek istemez.  Ayakları geri geri gider. Böyle bir durumu yaşayan kişinin kimyasal yapısı değişir.  Suratı asıktır. Her şeyi negatif tarafından görür.  Olayları ele alışı çözüme yönelik değildir.  Gözü saattedir.  Dikkati dağılır, bu nedenle iş kazası yapabilir.  Hata yapması olasılığı artar, hayal kırıklığı yaşayabilir.
  • İletişimdeki önemi: İnsanın yetenekleri yaptığı işe uygun değilse, zorlanması durumunda enerjisini uyum için harcar.  Başarmak için hırs geliştirir. İnsanlarla olan ilişkileri bozulur.  Çünkü kıskançlık ve üstün olma duygusunun baskın geldiği bir duygu içinde çatışma ortamı yaratılır.  Başkalarının başarılarını kıskanır.  Gerek yatay gerekse dikey ilişkileri gerginleştirir.  Yetenekleri işine uygun olan insan paylaşmaya yatkındır.  Ben yerine biz olmaya eğilimlidir.  İlişkilerinde doğal bir sıcaklığı muhafaza edebilir. 
  • Dünyaya bakış açısındaki önemi:  Yetenekleri işe uygun olmayan insan, işinde zorlandıkça depresyona girer ve dış dünyayı karanlıklar içinde görür.  Bu dünya yaşamak için kötülüklerle dolu görünür.  Negatif görüşünü çevresine de yayar.  Karamsardır.  Başkalarının başarılarını küçükmser, teşvik edici hiçbir girişimde bulunmaz. 
  • Verimdeki önemi:  İşin doğru yapılması insanı verimli kılar. Çalışanların doğru işlere yöneltilmesi, yetenek ve bilgilerine uygun işlerde istihdam edilmesi onun etkinliğini arttırır.  Her insan yaptığı işin maddi karşılığı yanında takdir edilmek de ister.  Kişinin işinde takdir edilmek üzere fark edilmesi, işi yapma potansiyeli oranında işine katkıda bulunmasına bağlıdır.  Potansiyelinin tümünü kullanma çabası insanın verimine yansır. Verimli olduğu oranda takdir aldıkça işe aktaracağı enerjisi artar.   Çalışanların işe karşı iyi tutum geliştirmesi, iş tatmininin bir göstergesi olup, sonunda verimlilik artışına neden olur.
  •  İnsanın kendini geliştirmesindeki önemi:  Çağımızın küreselleşen dünyasında insanın yaptığı her işten memnun olması, bunun için doyum verecek iş kollarının hazırlanması gerekmektedir.  Yeteneklerine uygun bir işte çalışması insanın gelişmesine yardım eder.  Bazı işkollarında iş son derece basit ve monotondur.  Buralarda çalışan insanlar basit bir işi binlerce defa tekrar eder. Bu tip işleri gözleyen psikologlar bu tip işlerde insan zekasının köreltildiğinin, yaratıcı yeteneğinin engellendiğinin altını çizer.  Halbuki insan karmaşık bir varlıktır.  Dışarıdan gözleyen insanın düşüncesiyle, işi yapan aynı duyguları taşımayabilir.  Bu konuda yapılmış iki araştırma bireysel farklılığı göstermede iyi bir örnek olacaktır.                                                               

Hugo Münsterberg (1913), Birinci Dünya Savaşı sırasında faaliyet gösteren bir ampul fabrikasında araştırma yapmaktadır.  Savaş nedeniyle çalışan kadınlar çoğunluktadır ve üretilmiş ampulleri kağıtlara sararak kutulara yerleştirmektedirler.  Münsterberg işi gözler ve her bir kadının sabahtan akşama kadar binlerce defa eline bir kağıt ve bir de ampul alarak, ampulü kağıt içine koyup sandığa yerleştirdiklerini kaydeder.  Bu devamlı tekrara dayanan monoton işi yapanın çok mutsuz olacağını düşünerek sorar.:

“Bu işi böyle tekrar tekrar yapmaktan bıkmıyor musunuz?”

Cevap çok şaşırtıcı olur:

“Benim işim çok renkli.  Bazen kağıtların köşeleri kıvrık geliyor, bazen ampüller istediğim yönde gelmiyor.  Bunun gibi devamlı yapacak bir sürü farklı işim var.”

1963’de Klein’in araştırmasındaki cevaplar, daha şaşırtıcıdır.  Bir diş macunu fabrikasını gezerken, bir masanın iki tarafında oturan, elleri ince parmak becerilerine yatkın birçok genç kızın, diş macunu tüplerinin kapakları ve içlerine konacak mantar yığınları arasında oldukça monoton bir iş yaptıklarını görürler.  Kızlar bir elleriyle tüp kapağını, diğer elleriyle de küçük mantarı alıp mantarı kapağın içine yerleştirirler, bu basit işi gün boyunca binlerce defa yaparlar.  Kendilerine böylesine tekrara dayanan monoton işi yapmaktan bıkıp bıkmadıkları sorulur.  Birisi önlerindeki kapak ve mantar yığınlarını işaret ederek, işlerinin çok renkli olduğunu, mantar yığınının devamlı içinden almak suretiyle yığının için boşalttıklarını, bu şekilde gün boyunca kimin madenin (mantar yığını) en geç yıkılacağı konusunda yarıştıklarını ve günün nasıl geçtiğini anlamadıklarını söyler,

-“Dün çiçeğin sadece iki petalını (taç yaprak) bitirebilmiştim.  Bugün üç petal bitirmeyi hedefliyorum” der.

Bu kız da kendisiyle yarış halindedir.

Bu araştırmalardan açıkça görülüyor ki, insanlar, bireysel farklılıkları nedeniyle mutlaka işin ve çevrenin doğasına bağlı olarak bir engel yaşamayabilir.  Kişinin beklentileri, kişilik yapısı ve daha önceki deneyimleri bu yöndeki duygularını etkiler.  İnsan için, işinin değerinin gerçek karşılığı olarak kabul ettiği ücreti aldıktan sonra, duygu boyutunu besleyen içsel ödül daha önemli olmaktadır.

  • Ülkenin gelişmesindeki önemi:  İnsanların yeteneklerine uygun bir işte çalışabilme olanağını bulması, çalışanın içinde yaşadığı toplum, bölge ya da ekonomik kalkınma düzeyiyle yakından ilgilidir.  Kalkınmamış bir ülke ya da bölgede iş bulmak kolay olmazken, kişi bulabildiği işe uygun olup olmadığına bakmadan talip olur; çünkü bu konuda tercih yapma olanağı yoktur.  Bu konuda işletmelerin çok dikkatli olmaları ve işyerine uyumlu olacak personelleri seçmeleri gerekmektedir.  Halbuki işe uygun personel önce kendine sonra işyerinin ve ülkesinin gelişmesine katkıda bulunur.
  • İş yaşamını geliştirmedeki önemi:  Vasıfları ölçülerek, uygun işte çalışan kişi kendini geliştirme amacına ulaşır.  İnsan yeteneklerine uygun bir işi yapmadığı takdirde, psikolojik yönden içsel doyumu bulamaz.  Uygun olanı yapmasıyla kişiliğini işin içinde algılayabilir ve geliştirmeye yönelik çalışır.  Kişi, bu eseriyle iş tatmini sağlar ve mutlu olur.  İstenildiği gibi gerçekleştirdiği somut olan ürün, insanda başarı duygusu yaratır ve somut üretimde kendi katkısını görebilirse, pozitif geribildirim alarak içsel ödül merkezi tetiklenir ve kişi işini, dolayısıyla ait olduğu işletmeyi geliştirme yolunda daha çok katkıda bulunur.

İş yaşamında gerek işe alınırken seçilmiş olma, gerek ortaya koyduğu ürüne yöneltilen takdir ve gerekse performans değerlendirme uygulamalarından alınan geribildirimlerle, birey hem iş doyumunu yaşar ve hem de yaratıcı katkısını işe yansıtır.

·         Çevreyle ilişkilerdeki önemi:  Western Elektrik şirketinin Hawthorne Fabrikası’nda ışıklandırma, ısıtma, dinlenme zamanları gibi fiziksel faktörlerin verimlilik üzerindeki olumlu etkilerini gösterebilmek amacıyla 1924’de başlatılan çalışmalar beklenen yönde sonuçlanmamıştır.  İyileştirmelere rağmen verimlilik artış göstermediği gibi, iyileştirme yapılmadığı durumlarda bile verimlilikte artış gözlenmiştir.  Bunun üzerine dikkatler sosyal faktörlere yöneltilerek verimlilik artışının motivasyon, tatmin, işçiler arasındaki ilişkiler gibi etmenlere bağlı olduğu hipotezi ortaya konmuştur.  Çalışma sonuçları sosyal sistemin çalışanlar üzerindeki etkisinin, fiziksel koşullardan daha önemli olduğunu göstermiştir. (Koçel, 1995).  Howthorne çalışmalarından bu yana, fiziksel koşulların düzeltilmesinin gerekli, fakat insanların iş tatmini sağlaması, mutlu olması, yaratıcı gücünü kullanması için yeterli olmadığı anlaşılmıştır.  Ortamın fiziksel özelliklerinin yanı sıra psikolojik ve sosyal nitelikleri de kişinin verimi üzerinde etkilidir. 

Çalışan, şirket tarafından seçilmişliğin getirdiği gururu yaşaması durumunda diğer seçilmiş olanlarla ilişkilerini geliştirmeye yönelir.  Pozitif bir tutum sergiler. Çalışma arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurar.  Olumlu   etkileşim topyekün gelişmeyi sağlar.  Örgütsel amaçların benimsenmesi ve yaratıcı bir çaba gösterilerek gerçekleştirilmesi için işgörenlerin birbirlerini teşvik etmeleri yaygınlaşır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder